21 Nisan 2012 Cumartesi

salaklık halleri

ekmek almaya giderken bugün resmen yaya halimde koca bir tır a yol verdim sen geç amca dedim. adam saçmalama dedi. utandım başımı öne eğip geçtim.

mahalle sakinleri

ne olduğumu anlamadım yok böyle bir an neden mi?
her şey şöyle başladı
durumu anlatmadan önce ön bilgiler vermek lazım tabi ki yoksa bir anlamı kalmaz...
yaşadığın yer küçük bir yerse herkesle yüz göz olmak zorunda kalıyorsan yalanları kendine kalkan olarak kullanmak zorundasın yoksa sana başka gözlerle bakarlar. mükemmel dedikodu kaynağı olabilirsin mesela...

neyse konuya dönelim evde kalmanın yalnızlığın tadını çıkarmak için bakkale gidip ucuz bir kırmızı şarap ve bir kaç bira almak istedim. bakkala giderken mahallemizin enteresan kadınlarından biri  ile karşılaştım.
bu arada bizim mahallemiz tam filmlik neden mi düşünün rivayete göre kafayı yemiş çok zeki bir adamın evi var mesela. her mahalleye böyle biri nasip olmaz. neyse ki bize nasip oldu.mahalledeki kadınları erkekleri anlatsam çok uzun sürecek ama kısa tutmak lazım ki olayın heyecanı kaçmasın. ama dedim ya mahallede çok zeki olan ama şimdi delirmiş olan biri var. bu adam eski bir evde oturur ve evinin her yeri tellerle kapalıdır. bahçesine kimse giremez tek başına kedileleriyle yaşar. amcanın (böyle olmuyor ona egzantirik bir isim bulmak lazım ....ııı şey olsun ...ıı tarık bey ) evet tarık amcanın şöyle bir özelliği var mahallenin kadınlarına kağıtlara bir seyler yazar ve penceresine asar bunları ya da mahalleye kağıt atar. bu kopardığı kağıtlar bazen Kuran sayfaları bile oluyor yazdığı notlar ilgi çekici. mahallelinin söylediklerine göre tarık amca üniversitede felsefe hocasıymış ama kafayı yemiş.okudukça insanlardan uzaklaşmış. ama şöyle bir özelliği var tarık'ın mahallelinin çocuklarını dövüyor sürekli. (bakın bu adamın adının tarık olmasının dışında her şey gerçek) eve kafa göz yarıyor çocukların kafasını falan. bizim mahallede çocukların kabusu oldu artık bu adam.  millet beni çağırıp kızım gel bakayım bizim çocuk böyle böyle rüya görüyor gerçek değil geçer diyoruz ama inanmıyorlar bize yardım et diyorlar.( zatım da çocukları çok seven bir ablayımdır  mahallede yeri gediğinde yaş seviyem 2- 15 arasında hoplayıp durur, çocuklarla oynarım koşarım falan)
neyse işte ben bakkala giderken kendi yalnızlığımla kadeh tokuşturmak için dün de komşu kadınlardan genç biri beni çağırdı  yardım et diye. komşu kadınımız 26 yaşında iki çocuk annesi çok erken evlenmiş. nedenini sormadım neyse. oturduk sigara içtik anlatıı bu baya. ben ölürsem çocuklarıma iyi bir anne olduğumu anlat dedi. ve bana intihar edeceğini söyledi.  çocuklarının yaramazlığından kocasının ilgisizliğinden bıktı bu kadın. git dedim mor çatı var dedim kadın sığınma evleri var dedim. geçen yıl gitmişti. çocukları da çocuk esirgeme kurumuna bırakacaktı. ama sonra kocasının affetti geri döndü ama kocasıyla hala mahkemelik. aynı  evde olmaların rağmen kocası hiç ilgilenmiyor kadın ve çocuklarıyla ben de git burdan dedim ama kendini öldürme dedim. o bana neden kocam benle ilgisiz diye sorduğunda ; bir çok neden olabilir ama ağır basan seni aldatıyor olabilir dedim. kadn da böyle düşünüyor. öldürme kendini git dedim . oğlu geldi sonra kafasında 3 dikişle anneee toossstt yappp diye bağırıyor. bana döndü çocuk ve o zeki deli tarık amca ile ilgili rüyasını anlattı. ben de  bir şey olmaz dedim. rahatlatmaya çalıştım. bununla ilgili yazı yazacağım daha ama önce çilek yemem lazım . ve bir yandan da neden rüya görürüz onu araştırmam lazım. freud'un düş yorumları kitabını okuyorum ve hasktir diyorum çok güzel tavisye ederim.

19 Nisan 2012 Perşembe

kurallar

YER: Türkiye
DİKKAT: yüksek gerilim noktası
"ahlak kurallarını çiğnemeyi bırak hakkında konuşmak hatta düşünmek bile yasaktır."

sadece yaşamak

ellerini cebine koy, yanına hiç bir sey alma ve en yakın yerden yürümeye başla..sadece bu kadarı bile yeter yaşamaya..

nasihat

kalk yerinden ve uzaklaş olduğun yerden bak her sey daha güzel olacak

umut hırsızı

herkes gökyüzüne baksın ceplerinizden umudu çalacağım...

sadakat borçtur.

yapma işte bunu uğraşma boşuna kendine bak önce...ne gerek var kalabalıklara.. ne gerek var bizden başkalarına..sanki hayaller gerçek olunca birlikte olabilecekmişiz gibi. çok şey istemedim sadece bu şarkıyı anla yeter mesela... aşk için çıldıran biri de değilim olmayacağımda sadakat dediğimiz şey de büyük bir borç   elimizdeki. ve hangimiz yırtar atarsa elindeki seneti o zaman  emin ol kimse korumayacak bizi...

akli dengesi yerinde gözüken deli

gaz odasından kaçan bir savaş esiriyim şimdi. o yüzden soluk alıp vermenin güzelliğini bilirim...savaşı kaybetmiş biriyim. bayrağımı ve silahımı gömdüm toprağa... üzgün biriyim çünkü sakatlandım ağır darbe aldı ruhum.. akli dengesi yerinde gözüken bir deliyim şimdi. ve o yüzden asacağım kendimi bir top sesinde..

kirli yorgun yaşlı biri

şimdi siz bunlara anlam bulmaya çalışanlar... ne kafayla yazıldı bunlar nasıl bir halde yazan ...
mesela çok kirli..çok yorgun ve çok yaşlı... çok kirli yüzyılın savaşlarını sırtlamış yaşamına, çok yorgun en çok o dövüştü... çok yaşlı çünkü savaşı kaybetti....

erken ve geç

lütfen yetiş bana.. çok erken gelmişim lütfen yetiş.... çok erken gördüm bir şeyleri.. ya da öldürelim birilerini, bir şeyleri ya da yer değiştirsin kavramlar alt üst olsun... çok erkenim o yüzden sana bu kadar gecim...

tahammülle sabır arasındaki ince çizgi

durun kendinize gelin önce yapaylık dediğiniz şey olmasa halimiz ne olurdu bilin ne vahim durumda olurduk...iyi ki yalancığı icat etmişler iyi ki sahte gülüşü keşfetmiş biri...yoksa nasıl tahammül edebilirdik?

bu şarkı

bazen bir şarkı sizi sizden alıp götürür ya işte bu da öyle bir şarkı....


bu şarkı

yalnızlık güzeldir

yalnızlık güzeldir. kendini keşfetmeni sağlarsın, kendini mutlu etmenin yollarını bulur yeri gelirse de en dibe çökersin.. yalnızlık güzeldir. keşfetmen lazım.

17 Nisan 2012 Salı

kuşak anksiyetesi

tırmanışa geçti gelecek, masanın altındaki örtüyü çekti,tırmanırken batırdı ortalığı toplamak arkadakilere kaldı.

insanlaşma çağı

mükemmel şeyler yaptım kendime. gittim sinemaya mesela ard arda iki film izledim önce sonra gittim kitap aldım psikoterapi ve psikopatoji üzerine bir de ahmet ümitin son romanını aldım. hepsine aynı anda başladım çok güzel gidiyor mükemmel genellemelere sahibim artık

başkalaşım

insan bencilliğine yenerse eğer kesinlikle kazanmış olur. ama sanmayın burda bencillik kötüdür. bencillik iyidir artık günümüzde..eski değerlere göre ne kadar kötüyse günümüzde o kadar iyidir. pragmatizm hakim olmuş ve ele geçirmişse tüm iyi niyetleri ne güzel oldu artık hepimizi birer şaheseriz düşüncelerimizle.

14 Nisan 2012 Cumartesi

national geographic ( keşiflerin yüzyılı)

şimdi belgesel vaktidir.national geographic ( keşiflerin yüzyılı) kesinlikle izleyin çok sevdim.

havanın durumu

yok kardeşim kışın böyle fırtına görmedim ben burda. yarın bir de gezi yapacaktık bafa gölüne umarım yağmur yağmaz yağarsa arabada döneriz geriye. ilkokuldayken ne zaman geziye gitsek hava kötü olurdu üniversitedeyken ne zaman eyleme gitsek hava yağmurlu olurdu.var bi cenabetlik de hadi bakalım hayırlı olsun.

12 Nisan 2012 Perşembe

gıcık ev kadınları part 4

dişi yakarış toplantısında bugün bir söz söyledendi herkes şok geçirdi. nebahat teyze çığır aştı sınır tanımadı engin denizlerde köpürdü.

kadın teyzem erkeklerden müzdarip alkolik kocası, zibidi oğlu, sünepe kaynı, kılıbık babası derken erkekler hakkında attı attı tuttu tuttu...mahallenin imanın karısını aldattığını duyunca iyice küplere bindi. sonra yatıştırmak için söze dalan emine teyze;
- "olur mu kız kocan için öyle deme dinimiz böyle şeyleri günah der" dedi.
bunun üzerine nebahat teyze dedi ki; hangi din nerde diyor bunu dedi
emine teyze; kuranda geçiyor ayıp dedi
nebahat teyze "peygamberde erkek ne malum onun da yapmadığı " dedi

saydı, devam etti, herkes sustu bir bardağa çay kondu şekeri karıştırırken sessizliği şıkır şıkır ses yırtıyordu....

köylü kurnazlığı

bu dünyada herkes normal bir ben anormal bu kesinlikle ortada!
yüzsüz ol yırtık ol dediler bana olamadım yapamadım. şu adama bak ya....

hisselerinden pay vermeli tofaş bu adama yoksa bu manevi borcun altından nasıl kalkar? ya da diğer araç firmaları kıskanıp son model bir audi falan koymalı daha çok sükse yapar. 

aşık

kadın aşık ım aşık ım diye bağıyor yüzyıllık kocasına bırak ya kimi yiyorsun sen?

11 Nisan 2012 Çarşamba

saçmalıklar diz boyu

bugün çok saçma bir şey oldu bu kadar olabilir. bana olmadı ama gene de oldu yani. bu ne saçmalık ya

köklü değişiklikler

köklü değişiklikler yapmak için bir kökler ve dallar yer değiştirmeli , tapa taklak olmalıdır bir nevi ayakla baş olmalıdır. işte köklü değişiklikler ancak bu şekilde olur...

gıcık ev kadınları part 3

gıcık ev kadınları kurultayı toplandı. kurultayın içeriği belirlendi ; 
madde 1: bundan sonra funda ile kimse konuşmayacak
madde 2: komşunun oğlu efecan akşam ezanından sonra sokakta görülürse dövülecek 
madde 3: komşu çocukları eğer mahallenin küçük çocuğu börtü uyurken top oynarlarsa topları patlatacak
madde 4: ucuzcu geldi mi herkes birbirini çaldıracak
madde 5: dul komşu esmanın eve adam aldığı kesinleşti onaylandı.
madde 6: kimse kimsenin külüne muhtaç olmayacak.
madde 7: komşunun kaybolan küpesi düdük çalarak aranacak.
madde 8: öğretmen nurgül okuldan geldiğinde kimsenin çocuğu dışarda bağrışmayacak, başı ağrıyor. 
madde 9: muhteşem yüzyılı kitlenin % 50 si takip ederken; %49 u kuzey güneyi izleyecek. Maalesef %1 i de yaramaz  çocuğundan dolayı çocuğu susturmak için "türklerin uzayla imtihanı" dizisini takip edecek. bu diziyi izlemek zorunda kalan sevcan'a bu haftaki dizilerde olanlar anlatılacak, kimse dizilerden geri kalmayacak. 
madde 10: kocası hapse düşen terbiye'ye herkes destek olcak

son sözü söyleyip kapıyı çarpıp giden kişi

son sözü söyleyip kapıyı çarpıp giden kişi olmanın verdiği hava doyumsuz bir zevk verir herhalde insana,
pek havalı bir tarz bu. hep yapmak istemişimdir.ancak arkamdan ne konuşurlar acaba deyip hiç bir zaman yapamamış, kapıyı çarpıp gidememişimdir. içimde kaldı.

hiroşimanın yan etkisi

acaba hiroşimanın etkisi insanlığa yeni yeni mi yan etki yapmaya başladı? ne bileyim baya bir mutasyon artığı kişiyle karşılaşıyorum bir kaç gündür.

belgeselin önemi

bir insan belgesel izlemeye başlamışsa olgunlaşmıştır, hayatı ciddiye almaya başlamıştır....

iletişim önemi

- naber lan düdük
-siktir lan

-merhaba nasılsınız?
-iyiyim teşekkürler ya siz nasılsın.

istihdam edebilme sanatı

eğer kalabalık kontrol sağlanamazsa yığın olarak kalınır, yığınsa kontrolüne göre ya sürü olarak ortaya çıkar ya da kahramanlar....

10 Nisan 2012 Salı

mini çakallık

tütün sarma makinamı çok seviyorum. çok pratik çok heyecan verici, çek-çek yapa yapa 200 filtrenin hemen hemen 50 küsurunu sarmışım sonra çok mutlu oldum yaşasın dedim. önümdeki iki gün sarmam dedim. sonra devleti kazıkladığımı  da düşündüm. en son mini çakallık yaptığımı fark edince  daha  da çok mutlu oldum...

çin malı ıpod ve orjinal sevinç

bugün güzel şeyler oldu aslında. müzik çalara ihtiyacım vardı ancak onu alacak param yoktu. sonra bundan 3 sene önce kullandığım ama bozuk diye kaldırdığım atmaya kıyamadığım çin malı ıpod'umu elime aldım. onun için gerekli olabilecek bir ara kablo ve kulaklık sordum satıcıya. adam verdi. bunları alacağım ancak önce kontrol eder misin çalışıyor mu dedim. adam yüzüme baktı "çalışmıyor muydu?"dedi.ben de "hatırlamıyorum"dedim. adam kabloyu bilgisayarına bağladı o da ne çin malı japonca yazıları olan ıpod'um bir anda çalıştı. çok mutlu oldum sonra adama"bu burda biraz şarj olabilir mi? ben tütün almaya gidip geleceğim"dedim. adam "olur" dedi. geri döndüm teşekkür ettim. eve doğru yola koyulduğumda üç yıl önceki ruh hallerimi anlatan şarkı listemle karşılaştım çok mutlu oldum. unuttuğum şarkılar bile çıkmış içinde bu neydi yaa dediğim bile oldu...

ama bugün güzel bir an yaşattığı için teşekkür ederim sevgili çin malı ıpodum...

sıradan bir günü farklılaştırma dersleri

her gün selam dediklerinize bugün demeyin omuz atın mesela.

9 Nisan 2012 Pazartesi

şaşırtıcı bir şey 112

herkes doğum tarihinin son iki rakamıyla yaşını toplasın cevap:112 çıkıyor.

uygulama:

1979 doğumlu biri 33 yaşındadır.  79+33=112
1988 doğumlu biri  24 yaşındadır. 88+24=112
1951 doğumlu biri 61 yaşındadır. 51+61= 112 .... örnekleri çoğaltın enteresan  :)

seneye de herkes 113 olcak :)

büyüyen gözün gördükleri

şu anki çocuk programlarında siz de çocuk programı yapan kişilerin o programdaki sahte gülüşlerini sezip, içlerinden ettikleri küfürü duyup, gözlerindeki nefreti görebiliyor musunuz?










yalnız bizim çocukluğumuzda ya çocuk olduğumuzdan göremiyorduk yoktu böyle bir görüş ya da onlar gerçekten görüyordu.hala inanmam bir barış manço'nun öyle baktığına. onun çocuğa bakışı bile samimiydi.ya da susam sokağı karekterleri. şimdikiler öyle değil çok uyuzlar. belli oluyor işte orda olmak istemedikleri. hem de çok belli ediyorlar bunu...


Okulun birinde bir varmış bir yokmuş

Bingöl'ün bir köyünde bir okul bir sınıf varmış o sınıfta 1,2,3,4,5'inci sınıflar beraber okurlarmış. okulda bir öğretmen varmış o öğretmen hem müdür hem müdür yardımcısı hem hizmetliymiş.kendi kendine ceza verdiği olurmuş. O sınıfta bir 5. sınıf öğrencisi varmış. O öğrencilerin hepsi yaşları farklı girdiği dersler aynıymış.. Öğrencilerin toplam sayısı 20 imiş...Türkiye'de 4+4+4 tartışıladursun, tabletler tartışıladursun.... Bu eğitim sistemi yırtık pırtıkmış ama sen yeni kıyafet değil onlara ipekten yamalar yaparmışsın....

hayatı kolaylaştıran bilgiler 8

hayatı kolaylaştıracak bilgiler; seni çok bekleten biri olursa, sen onu ek!

hayatı kolaylaştıran bilgiler 7

hayatı kolaylaştıran bilgiler; eğer bir yarayı koparacaksan yara bandını hazır tut.

ah belinda

ah belinda diye bir film vardı ne güzel filmdi o. bizim nesil niye böyle sorusuna güzel bir cevap olacak bir film. içindeki şu çocukları uyuturkenki söylenen şeyi hiç unutmuyorum...

dungan ga

"evvel zaman içinde
var imiş bir dunganga
alırmış çocukları
atarmış sepetine
yaparmış hep dunganga
dunnn ganga dun ganga"...

çocukluktan büyüklüğe geçiş anında yaşanan travmalar 2

çocukluktan büyüklüğe geçiş anında yaşanan travmalar; annem ve babam öpüşüyor ıyykk

çocukluktan büyüklüğe geçiş anında yaşanan travmalar

çocukluktan büyüklüğe geçiş anında yaşanan travmalar; susam sokağındaki hiç bir şey gerçek değilmiş, ne edi büdü ne kermit ne de kurabiye canavarı....

kadın haklı beyler!

gelsin baba
gelsin koca
geldin devlet
gelsin cop
inadına isyan
inadına isyan
inadına özgürlük!


gaza geldim yazdım... bunu yazmadaki asıl nedenimin bir erkek olduğunu düşünüyorsunuz ama şu andaki durumumda alakası yok sadece gıcık komşu kadınlar için yazdım. onlar da böyle olsa böyle söyleseler ne güzel olurdu...bıraksa elektirik süpürgesini de işe gitse mesela...

gıcık ev kadınları part 2

ablacım,teyzecim vs. hanginizseniz bakın sabahın 07:30'unda elektirik süpürgesi çalıştırman çok saçma. neden çalıştırıyorsun? daha yeni uyandın git elini yüzünü yıka  güzel  bir kahvaltı hazırla kocanı işe çocuğunu okula gönder sen de aç müge anlı izle. sonra program bitince açar temizlersin evini.böylece kimse rahatsız olmaz. ama sen napıyorsun? resmen şakır şakır yağmur yağarken merdivenleri yıkıyor, camları siliyorsun. olmaz ki. keyfini çıkar bir şeylerin. anlam veremiyorum yani napacaksın 07:30'da evi  süpürerek misafir gelecek desen o saatte ne işi var? akşam temizle işte günün pisini kirini ne güzel işte...yapma hayatı zora sokarak güzeli göremez, evini temiz komşularını memnun tutamazsın...

hayatı kolaylaştıran bilgiler 6

hayatı kolaylaştıran bilgiler; bozuk telefonun şarjına, ağlayıp duran insana güvenme!

hayatı kolaylaştıran bilgiler 5

hayatı kolaylaştıran bilgiler; bugünün işini yarına bırakacaksan bahanesini bari bugünden hazırla!

hayatı kolaylaştıran bilgiler 4

hayatı kolaylaştıran bilgiler; evden çıkmadan kesinlikle tuvalete uğra mundar olma!

savunma mekanizmaları ve nihat doğan

bence psikologlar derslerinde nihat doğanı incelemelidir. hangi savunma mekanizmasını okusam o kadar arkadaşıma rağmen tek örnek olarak aklıma onun replikleri geliyor.

nihat doğanda görülen savunma mekanizmaları

hayatı kolaylaştıran bilgiler part 3

hayatı kolaylaştıran bilgiler; eve gitmeden evde ekmek var mı diye düşün ve sigara paketinde kaç sigara kalmış diye say, o yorgunlukta bakkala çıkma

hayatı kolaylaştıran bilgiler part 2

hayatı kolaylaştıran bilgiler; büyük tuvaletin geldiğinde tuvalette önce peçete var mı diye etrafına bakın.

hayatı kolaylaştıran bilgiler part 1

hayatı kolaylaştıran bilgiler; yeni koyulmuş bir bardak çay asla fondip yapılmaz!

savunma mekanizmaları

bugün gelişim psikolojisinde savunma mekanizmalarına yakıldım kaldım. okurken de çok utandım çünkü bu savunma mekanizmalarının çoğuna sahip olduğumu fark ettim utandım kendimi yuhladım. ah be  Freud  sen ne alem adamsın....
bunları siz de okuyun siz de kendinize benzeyen yönleri keşfedin...

savunma mekanizmaları

aynı şeyi düşündüğünüz kişiler

birileri sizin gibi  üçden fazla şeyi aynı şekilde düşünüyorsa ve o insan güzel- yakışıklı değilse bu durum sizi korkutabilir. sakinleşin arkanıza yaslanın, sizin katılamadığınız absürd bir şeyi abartılı savunun ve o kişiyle bir daha görüşmeyin.

NOT: Bu kişilerden birden fazla varsa onların ortak özelliklerini bir yere yazın bakın göreceksiniz ki sizin kişiliğiniz ortaya çıkacak.

bugün kadın oldum part 7

bugün kadın oldum; akşama ne yemek yapsam diye düşündüm. oktay usta yemek tarifleri, bugün ne pişirsem linkli siteleri geziyorum.

bugün kadın oldum part 6

şu anda oturup fox tv de "unutma beni" adlı ev hanımları  için özel yapılan dizinin 898. bölümünü izliyorum. ferhunde hanımlar, bizim evin halleri kuşağına dahil oldum.

bugün kadın oldum part 5

bugün kadın oldum; "sen çocuklarla iyi anlaşıyorsun,anne gibi sahipleniyorsun, yazın iş ararsan gel bizim bebeğe bak" denildi.

ön yargı

bugün patates kızartmasına limon sıkıp yiyeni gördüm içimden küfrettim. sonra bir sigara ikram etti içimden özür diledim.

ortaya karışık

eğer kül tablanıza çay bardağı koyup, külünüzü de çay tabağına atıyorsanız iş işten geçmiştir dağılın.

21 aralık

eğer 21 aralık 2012'de dünyanın sonu gelmezse birilerinden çok pis hesap sorcam resmen 21 aralığa bel bağlayıp yapmaktan vazgeçtiğim çok şey var

8 Nisan 2012 Pazar

adam güzel çalıyor beyler!

elde olsa ayakta alkışlanır kardeşim

http://alkislarlayasiyorum.com

şu adamın yaptığı sanat değil midir ya? adam bildiğin zurnayla show yapıyor.  direk soruyorum sanat ne ki? Müzik ne ki?  insanlarda hissettirdiği duygular ooo bunlar hakkında yazarım tutmasan beni ama burda sadece bu adamı ve sanatını paylaşmak istiyorum şimdi. bravo dayı çok güzel çalıyorsun. allah bilir karşında limonu sıkan vardır senin bir de...

İlk Milli Marşımız

beyaz show programında sunay akından dinledim yazmak istiyorum hemen herkesin bilmesini isterim.

öncelikle şu paylaşımda bulunayım ;

entarisi ala benziyor

bu türkü eski bir türkümüz ayrıca  bizim ilk milli marşımızmış :) nasıl mı?

 bundan yüz yıl önce İngiltere'ye savaş gemisi (Reşadiye Zırhlısı'nı) almaya giden üç yüz Osmanlı denizcisi  gemiyi alırken tam devir teslim anında İngilizler kendi ulusal marşlarını söylerler herkes esas duruşa geçer İngilizler'den sonra bizim bir marş söylememiz gerekir fakat o dönemde bizim bir marşımız yoktur O sırada bizden bir Kazancıbaşı durumu kurtarmak için arkadaşlarına şunu söyler;

 bize sıra geldiğinde;

"şekerli misin vay vay 
kaymaklı mısın vay vay 
yoksa sen de benim gibi 
sevdalı mısın vay vay "      

şarkısını söyleyeceğiz der.  İngilizler esas duruşta bizim donanmayı dinlerler hatta şarkının bir bölümünde;
"entarisi ala benziyor  
şeftalisi bala benziyor" kısmını  da şu şekilde değiştirerek;


"entarisi ala benziyor 
Sultan Reşat bala benziyor"  


şeklinde değiştirerek söylemişlerdir. :)

Eğer Sunay Akın'ın anlatımında dinlemek isterseniz ;
http://www.youtube.com/watch?v=0sMMAsGwdAU&feature=relmfu

bugün kadın oldum part 4

bugün kadın oldum; kadın forumlarında tartışmalar okuyorum



 http://www.kadinlarkulubu.com/lekeler-ciller-cilt-rengi-sorunlari/493395-bimde-satilan-queen-elizabet-salyangoz-kremini-kullanan-varmi-5.html

bugün kadın oldum part 3

bugün kadın oldum; Posta gazetesinden pazar ekinde diyet sırları kitabını aldım.

bugün kadın oldum part 2

bugün kadın oldum ; kil sabunu aldım

bugün kadın oldum part 1

bugün kadın oldum;  salyangoz özlü krem aldım.

bakış açısı mı? bakış acısı mı?

papatyaya bakıp sarı ve beyazın uyumunu görenlerden misiniz? yoksa içinizden seviyor- sevmiyor diyenlerden misiniz?

hayatın güzel yönleri

dışarda mangal hazırlanıyor ve sen sadece bunu bekliyorsan hayat bazen gerçekten güzel... :)

gıcık ev kadınları part 1

sabahtır elektrikler yok. insanların ukalalaştığını tedaşı arayıp da azarlamalarından tekrar anladım. eskiden böyle miydi canım. sen merakla beklerdin ne zaman gelcek diye. resmen saat 12 de niye gelmedi diye azarlıyorsun adamı, hele bir de; "pazar pazar elektirik mi kesilirmiş" diyorsun. sanki aradığın santral hususi kesti senin elektriği.pazarları sen de uzaya mekik göndermeyecektin herhalde ya da elektirik sistemiyle ilgili büyük bir çalışman yarım kalmadı.yapacağın altı üstü bir elektirik süpürgesi çalıştırmak....ne bileyim eskiden böyle yerler arandığında önce gırtlağında" öhöööm" diye düzeltmeler yapardın...şimdi elinde olsa santralin suratına tükürceksin.

edep, haysiyet, terbiye kavramları da teknolojiyle değişiyor sanırım...

sihirli şato

bugün habertürk gazetesine teşekkür ediyorum. verdiğin hediye çok güzeldi çocukluğuma döndüm, yaklaşık bir saat sihirli şato oyunu oynadım....ancak iki kişilik bu oyunda oynayacak ikinci kişiyi bulamayınca büyüdüğümü hatırladım....

yankı

kapalı mekanlarda bağırarak yankı yapamazsın. ya odalar küçüktür , ya da içinden bağırıyorsundur.

7 Nisan 2012 Cumartesi

deli gömleği koleksiyonu

ilgimi çekmedi değil aslında tüyler ürpertici bununla ilgili bir sürü yazı yazılabilir....konular birbirine bağlı kalır böylece...ama şimdi yazmak istemiyorum sadece bunun içindeki insan ne düşünüyordur diye düşünüyorum..bir yerin kaşınsa mesela o bile delirtebilir insanı...

biri de koleksiyonunu yapıyormuş deli gömleklerinin
web adresi aşağıda: 


sosyal alan intiharı

twitter  hesabım yok, facebook hesabımı dondurdum sanırım arkadaş ortamından sosyal olarak intihar ettim.

çamaşır suyu lekesi ve sen

hani en sevdiğin kıyafetine çamaşır suyu sıçar ya bazen öyle duygular hissettiriyorsun bana....

çayın kaynadığı an

çayın kaynamasını beklediğin o anlar vardır ya...en güzeli; mutfağa gidersin o anda yeni kaynamaya başlar ya odur. işte; ne beklersiniz kaynayacak diye başında,  ne de pişman olursunuz geç kalışınıza...

Bumerang

"hep aynı şeyleri düşünerek uyanıyorsanız tanrı sizi bumerang gibi sallıyor demektir".



bir gün de siz alet olmayın onun oyununa, geri getirmeyin o meymenetsizi onun kucağına ve bir kere de  siz vefasız olun. emin olun hiçbir şey eksilmeyecek hayatınızdan, siz onu geri getirmezseniz yeni oyunlar sizi bekliyor olacaktır her uyanışınızda...

6 Nisan 2012 Cuma

onunla baş etme yolları

o aşk, bu aşk, son aşk, ilk aşk, orta aşk vs. bunun gibi şeylerle kafası meşgul olanlar için bir tavsiye listesi yaptım %100 etkili. bir ay uygula geriye sadece sen kalırsın. ya da sen de biter bitkisel hayatta çiçek sularsın.


Çabuk olgunlaştırcı tarifler:


1- müzik dinlemekten vazgeç
2-yapamıyorsan acıtan müzikler dinlemekten vazgeç
3- onu düşündüğün anda nerde ve hangi ortada olursan ol "hayııırrr!" diye bağır. ( kesin etkili)
4- onun seni tuvalette sıçarken görüyor hissinden acil kurtul (klinik olarak en aciliyet gerektireni)
5-merak etme düşüncelerini daha okuyamaz. (abi kesin hissediyor diyorsan bu da senin onu çok abarttığın için hissettiğin bir durum)
6- başkasıyla görüğün anda olay yerinden acilen uzaklaş ( direnme zararlı sen olursun)
7- o varmış, o görüyormuş gibi davranma (bir süre sonra tiyatro sahnesinde gibi rol yapar bulursun kendini)
8-ve en en önemlisi  her şeyi bırak ve şunu düşün sadece şimdi söyleyeceğimi düşün; "onu düşünmüyor olsan ne düşünüyor olurdun" (cevap bulabiliyorsan demek ki hala yangından kurtarılacak düşüncelere de sahipsin)



coming soon

insan doğası

toplumu oluşturan o küçük yapı aslında büyük bir yalandır. geçmişten gelenek denilen baskı unsurlarından biriyle süslendirilmiş mantıklı bakıldığında gereksiz bir sistemdir. hayvan doğası gereği yalnız yaşamalı ama toplum aldatmacası yüzünden de bu istediğimizde de mahrum kalmış haldeyiz. bu düşüncelerden nasıl kurtulabiliriz?Çıkış yolu nerdedir? beni böyle düşündüren nedir?

çıkış yolu : mutlu bahçe düğün salonu

İstanbul

biliyorum siz de İstanbul'a bir çok atıfta bulunan insanlardansınız. Beyler bayanlar İstanbul sadece bir şehir lütfen ondan intikam alır gibi cümleler kurmayın ya da onu özlemeyin. Siz İstanbul'dan değil orda yaşadığınız olaylardan nefret edersiniz. Ya da İstanbul'u değil orda yaşanan şeyleri özlersiniz. Biliyorum bazılarınız şöyle diyor; adalar, mücadele, boğaz diyorsan  Sayın okur şunu bil deniz olan her yer güzeldir..... gel gez teker teker koyları...orda da yaşa İstanbul'da yaşadıklarını. tarih diyorsan eğer o başka ama bir çok yerde de yaşanmıştır tarih bu geçerli bir sebep olamaz içimden bir ses Mezopotamya Anadolu götüne girsin demek isterim.

Çağırmak istediğin gitmek istediğin yer orası olabilir. bunun nedenini sorgula eğer cevap yok diyorsan bil ki içinde bir ses ünlü olmak istiyor ve bunu kendine de itiraf edemiyorsun..

siz hiç sevdiklerinizi düşüncenizde öldürdünüz mü?

bugün oturdum ve kendimi ölümüne eleştirdim.sakın yapmayın böyle bir saçmalıktan öte değil. şunun gibi bir etki yaratıyor...ya bir gün sevdiklerim ölürse ben naparım? teker teker öldürürsün onları en çok hangisi acıtır seni. cenazede takınacağın rolü ve üstlendiğin görevi düşünürsün. şöyle olur büyük ihtimalle
-"o öldü"
-düşüncede sen: hafif bir gözyaşı, hayal sana ait olduğu için en metanetli ve en güçlü olmak zorunda olan sensin.insanlar gelip sana sarılır ya da sen gidip en güzel sarılırsın birilerine...vs vs. ve ağlarsın. işte bunun gibi bir etki yaratıyor. saçma yapmayın zaman kaybı kendini eleştireceğine blog yaz daha iyi. ya da facebook da bir şeyler paylaş ya da ne bileyim oyun oyna. dur en güzeli aç birilerinin aforizmalarını oku bu daha iyi. eğer hala inat edersen bilki mükemmel bir anksiyete krizi seni bekleyecek. bir iki antidepresan alacaksın. ya da bir şeyler içeceksin. sonra ne boktan hayatım var diyip ağlayacaksın.ya da onun gibi şeyler.

pardon siz hiç düşüncenizde sevdiklerinizi öldürdünüz mü?

insan kendini eleştirerek mutluluğa ulaşamaz. bırakın bu görevi üstlenen çok kişi var  onlar yapsın bunu. eninde sonunda sen de duyarsın zaten ne dediklerini...

size de oluyor mu?

bir gün boyunca rüyayı hatırlamaya çalışırsın olmaz hatırlamazsın. ama gece olur kafanı yastığa koyarsın o anda bir gece önceki rüya gözünün önünde geçer...

ayrıntıda kalan en güzel hisler

sabah 06:30'a kurulu olan çalar saat öter, sen 10 dakika daha ertelersin. ertelemenen o 10 dakikanın ilk dakikalarında uyurken bir anda sıçrarsın 06:40 oldu mu diye...saate bakarsın saat daha 06:32 elde var 8 dakika daha .....mışıl mışıl uyu artık 8 dakika daha...
işte ayrıntıda kalan mutluluktur bu...
(ayrıca o uyuduğun iki dakika içinde kesin rüya görür ve onu da hatırlarsın)

ya ne yapcam ben

ya ne yapcam ben diyen arkadaşım. evet sana sesleniyorum. sen bir şey yapma nolur. yeter ki sus hele. önce bir düşün ve içinde yanıp tutuşan bakirenin patlat şu duvarlarını. ses ver karşı cinse. bir kere kendi arzularında piş önce.

ya ne yapcam ben diyen arkadaşım. ne için ne yapmak istediğine karar ver önce. sonra otur ve sakinleş. elinde ne var ne yok tart önce. şişmansan şansın yok bir kere. önce kilo ver. vücut hatlarını ortaya çıkar ve karşındaki arzulasın önce.

ya ne yapcam ben diyen arkadaşım. masum pozları verme bir kere. biliyorum ne halt yemek istediğini gözlerinden okunuyor bir kere.bastırmayı bil önce.

ya ne yapcam ben diyen arkadaşım. salak yerine koymadan karşındakini içinden geleni söyle. kızar diye düşünme zeka dille ölçülseydi kimse susmazdı senin gibi. kırıtmaktan vazgeç bırak elindeki kırılgan incileri...
ya ne yapcam ben diyen arkadaşım. sana yap diyen varsa bir şeyleri önce onları yap hele...

ya ne yapcam ben diyen arkadaşım fotoğraflarındaki yamuk pozların kadar itici olduğunu fark eden biri olursa ilk ben vercem ona....

sen zeki

sen ki kendini dünyanın en farklı insanı sanan kişi. bu durum çok saçma öyle bir şey yok. büyük bir aldatmaca bindiğin otobüsteki insan yığınına bak önce bak bi. senden farklı olan yönleri ne o insanların. onlardan hiç bir farkın yok beni anlamıyorlar diye de düşünme o senin acizliğin işte. sen kendini anlatamamakla kendini farklı hissediyor olabilirsin. külliyen yalan. kafanın dibindeki cümleleri ortaya çıkar hele. alakası bile yok farklılığının herkes aynı bokun sürüsü. senin tek sıra halinde ilerleyen karınca sürüsünden farkın yok ki. seni farklı düşündüren tek şey düşünme yeteneğin. haberin olsun. bunu bana tanrı söylemedi. eğer söyleseydi ben farklı olurdum senden. mucize yapabilir misin?  yok hayatta yapamazsın.
- ama biz birbirimiz için yaratılmışız.( külliyen yalan) 
- benim için her şey o kadar basit ki ben küçücük şeylerden mutlu olurum (yalan!)
- ben farklıyım her insan bok gibi vs. (off feci aldatmaca)

bir kere freud oku ya da gelişim psikolojisinden ergen özelliklerine bak. çok yerinde örnek olacak sabrın varsa 
( bebekler: herkes benim gördüğüm gibi görür der
  ergenler: herkes görür ama en doğrusunu ben görürüm der.) 

işte bu kadar basitsin. feci öfkeliyim böyle insanlara. hele arkadaşlarıma gıcık oluyorum böyle dediklerinde onları boğmak istiyorum.  öfkemi atmam gerekiyor ( eğer şiddet ve öfke seversen bunları meşrulaştırabilir,  boks yaparak şampiyon olursan herkes seni takdir eder. eğer sen bir şeylere gıcık oluyorsan ve bunları edebiyat çerçevesinde paylaşıyorsan belki alkışlanan bir yazar olursun ..... işte mantık bu  ;)

kırmızı yelkovan

yaşasın ne yazacağımı bilemiyorum ve o yüzden de şimdi klavyede düşünmeden tıklıyorum bir şeylere. oldu güzel oldu diye düşünüyorum şimdi de. dışarı da okul zil sesi "ordunun dereleri" çalıyor diyorum ki kesinlikle okul müdürünün orduyla bir ilgisi var. sevdiği kız mı oralıydı falan diye romantik şeyler geçiyor şimdi aklımda. deli saçması. garip sesler duyuyorum bir kaç gündür o yüzden bunları buraya yazmalıyım diye düşündüm. çünkü tek ben çare olamıyorum kendime. rüya tabirleri de işe yaramıyor çoğu zaman. afişe etmekten hoşlanmıyorum diye sahte cümlelerin arkasına sığınmak da değil niyetim. ilk blog denemelerinde sevdiğin şairleri toplarsın ya bir araya onun gibi bir durum ... bir saniye yoksa yoksa şimdi aklıma geldi. beş yılı aşkındır beraber olduğum sevgilimle bir blog sayesinde başlamıştı her şey acaba bir blog yüzündene mi dönüşecek  ? 

cümle sonlarına şimdilik gerek yok yeni başlıyorsan ve sadece kendin varsan paniklemene de gerek yok. sakin ol zil çaldı içeri giriyor çocukları demek ki bir teneffüs kadar yazmışım bunları. ne kısa gelirdi o dakikalar şimdi neler sığıyor içine bir dolu paragraflar.

çayın altı

bunlar da ne böyle

şimdi

şimdi çay dinlemiş oturuyor ve saat tiktaklarını dinliyorsan güzel o zaman merhaba kendim hoşgeldim.